Doğa adeta kendini yenilemeye ve sürdürebilmeye programlanmış harika bir sistem. Ve farkında olmalıyız ki doğaya karşı bilinçli davranmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
1983 yılında Birleşmiş Milletlerin yayınladığı “Ortak Geleceğimiz” adlı rapordan sonra hayatlarımıza “sürdürülebilirlik” kavramı girdi. Bu kavram için temelde “doğa ile uyum ve denge içinde yaşayarak, var olan bu düzeni sağlıklı bir şekilde devam ettirmek” diyebiliriz. Sürdürülebilirlik kavramı neredeyse her alanda uygulanabilir. Bu farkındalığı yakalayan birçok üretici ve tasarımcı, tüketimden vazgeçmeden, ihtiyaçlarımızı doğa dostu seçeneklerle karşılayabilmemizi sağlayabiliyor.
Bu farkındalığımızı arttıracak, sürdürülebilirliğe katkı sağlayan tasarımlardan bazılarını sizler için araştırdık.
OTTAN; insanların sürdürülebilir, eğlenceli ve estetik ürünler yarattığı ve aynı zamanda yeşil inovasyon, tasarım ve ileri dönüşüm stüdyosu olan bir sosyal girişimdir.
İlhamını dökülen yapraklardan alan Ottan Kurucusu Ayşe Yılmaz, organik atıkları evinize kullanışlı ve sürdürülebilir tasarımlar olarak getiriyor.
Her gün en çok tüketilen sıcak içeceklerden biri olan kahvenin telvesi organik atık olarak tüketimle aynı orandan çoğalmakta. Ottan bunu dikkate alarak dışı kahve telvesi kullanılarak üretilmiş bir kahve makine tasarladı.
Paris'teki Showroom Marché Noir'in kurucusu Amah Ayivi, Afrika şehirleri ve köylerindeki pazar tezgahlarında satılan kıyafetlere yeni bir hayat vererek, Avrupa pazarı için eski giysiler yaratma fikrini tasarladı. İki yönlü bir sistem olan bu fikir, Afrika ekonomisine katkı sağlarken tekstil atıklarının önüne geçmeyi hedefliyor.
İzlandalı tasarım öğrencisi Ari Jónsson, doğal alternatifleri araştırırken, yosun türevi Agar’a rastladı. Agar’ın jelatinimsi kıvamı onu esnek kılarak, kalıplara dökülerek şekillenmesini sağlıyor. Yarı saydam malzeme hakkında Jónsson’un en çok ilgisini çeken şey, Agar’ın yapısal özelliklerini korumak için suya ihtiyaç duymasıydı. Agar susuz dağılıyordu, böylece Jónsson, suyla mükemmel bir işlevsel ortak yaşam içeren bir şişe yarattı.
İmparatorluk mezunu Nicole Stjernswärd, buharlaştırma teknolojisini kullanarak bitkileri toz boya pigmentlerine dönüştüren bir sistem olan Kaiku'yu icat etti.
Avokado, nar, pancar, limon ve soğan Kaiku'ya konulup boya, mürekkep ve boyaların hammaddesi haline getirilebilen meyve ve sebzelerden sadece birkaçı.
Tasarım Öğrencisi olan Holly Grounds’ın, birkaç dakika da pişip tüketilen bir yemeğin ardında uzun yıllar iz bırakan bir paketle gelmesi gerçeğinin farkındalığından yola çıkarak bu ürünü tasarladı. Atık plastik poşetin kullanım alanlarını azaltmak için kaynar su ile temas ettiği anda bir dakikadan daha kısa sürede çözünerek sosa dönüşen leziz bir ambalaj.
Amsterdam'da bulunan, bir Mimarlık firması tarafından tasarlanan bu ofis, geleneksel elektrik ışıklarından kaçınıyor ve "dijital tavan" LED teknolojisini kullanıyor. Geleneksel aydınlatmaya göre %80 enerji tasarrufu sağladığı tahmin edilmekte ve binanın dışı, elektrik üretmek için güneş panelleri ile kaplanmış. Bu binanın Building Research Establishment Environmental Assessment Methodology’de (BREEAM) bugüne kadarki en yüksek puan olan % 98.3'ü almasına şaşmamalı.
Herkes için daha iyi bir yaşam sağlamak için tasarlanan bir mega proje olan Eden Projesi; İngiltere, Cornwall'da bulunan halka açık bir merkez. Büyük bir kraterde yer alan bu Nicholas Grimshaw tasarımı kompleks, sırasıyla yağmur ormanı ve Akdeniz ortamını simüle eden bitişik kubbelerde binlerce bitki türünü barındıran muhteşem bir yer. Yağmur ormanı biyomunun nemli koşullarını oluşturmak ve tuvalet olanaklarını sağlamak için kullanılan tüm su sterilize edilmiş yağmur suyu iken, kamu altyapısından gelen ana su; el yıkama ve yemek pişirmek için kullanılır. Eden Projesi elektrik için bitişik rüzgar türbinlerinden yenilenebilir enerji kullanıyor. 2010'un sonunda Eden Projesi'ne jeotermal elektrik santrali kurma izni verildi. Eden'e ve yaklaşık beş bin haneye tedarik için yeterli olan 4MWe üreteceği tahmin edilmekte.
239 metre yüksekliği ve tasarımı ile dikkat çeken bu yapı, ülkenin çöl rüzgarlarından yararlanmak için stratejik olarak konumlandırılmış. Rüzgar türbinleri monte edilen ilk gökdelen olan Bahreyn Dünya Ticaret Merkezi, türbinler sayesinde kulelerin toplam enerji tüketiminin %15'ini sağlıyor. Bu da, yaklaşık 300 evin aydınlatmasına eşdeğer.
Şehir merkezindeki sanat bölgesinde dar bir orta blok alanda; devasa sekiz katlı, 720 arabalık bir park garajı. Sürdürülebilir uygulamaları desteklemek için özel olarak geliştirilmiş bu bina, yağmur suyu akışını bir yer altı sarnıcına yönlendiren, çitlerle çevrili yağmur suyu akışı biyo-hendekler gibi çevresel açıdan sürdürülebilir özelliklerinden dolayı, Belediye Başkanı tarafından "muhtemelen Kaliforniya'daki en yeşil otopark" olarak tanınmakta. Garaj; enerji verimliliği, malzemenin yeniden kullanımı ve su tasarrufu için çevresel faydalar sağlayacak şekilde tasarlandı ve çatısında güneş fotovoltaik paneller ve peyzaj için yağmur suyu tutma sistemi bulunur. Geri dönüştürülmüş malzemelere kullanılarak inşa edilen bina her aşamasında doğa ile uyumlu.
Biz de doğamızı korumak ve daha dünyamızın karşılaştığı tehlikelere dikkat çekmek için birkaç adımda sürdürülebilir bir yaşama destek verebiliriz. İşte yapabileceğimiz, çok basit birkaç öneri:
1- Çöpe giden gıdalarınızı azaltabilirsiniz.
İhtiyacınız olan kadarını alın ve bozulacağını düşündüğünüz meyve ya da sebzelerinizden salata, çorba yaparak bozulmadan tüketmeye gayret ediniz.
2- Su kullanımınızı azaltabilirsiniz.
Dişinizi fırçalarken açık bıraktığınız çeşmeden 10 litre suyun boşa gittiğini biliyor muydunuz? Mutfakta da sebze ve meyvelerinizi bir kap içerisinde yıkayarak, her ay 500 litreden fazla suyu boşa tüketmemiş olacaksınız.
3- Ampüllerinizi değiştirebilirsiniz.
Enerji tasarruflu ampülleri tercih ederek hem elektrik faturanızı düşürür hem de daha az para harcamış olursunuz.
4- Plastik şişe kullanmayabilirsiniz.
Plastik şişeler yerine, yanınızda her zaman taşıyabileceğiniz ve yeniden kullanabileceğiniz mataraları tercih edebilirsiniz.
5- Şarj edilebilir piller kullanabilirsiniz.
Özel bir şekilde imha edilmeyen pillerin çevreye çok büyük zararlar verdiğini biliyor muydunuz?
Pil kullanıyorsanız şarj edilebilir özellikte olanları tercih etmeli ve kullanım ömrü dolduğunda özel toplama kutularına atmanız zararı minimuma indirecektir.